-
1 dayanıklı olmak
v. resist -
2 içkiye daha dayanıklı olmak
v. drink smb. under the table -
3 supporter
Iv t1 résister à dayanıklı olmak2 tolérer -(y)e katlanmak, tahammül etmek3 soutenir destek olmak◊La charpente supporte le toit. — Çatı dama destek oluyor.
4 assumer -i yüklenmekIIn m fpersonne qui encourage taraftar [taɾaf'taɾ] -
4 résistant
I1 solide dayanıklı [dajanɯk'ɫɯ]2 qui supporte -(y)e karşı dayanıklıIIn m fFransız Direnme Hareketi üyesi kişi -
5 résistante
I1 solide dayanıklı [dajanɯk'ɫɯ]2 qui supporte -(y)e karşı dayanıklıIIn m fFransız Direnme Hareketi üyesi kişi -
6 haltbar
haltbar bis … son kullanma tarihi: …;haltbar machen dayanıklı hale getirmek; konserve etmek;haltbar sein dayanıklı olmak;begrenzt haltbar dayanıklılığı sınırlı -
7 halten
halten <hält, hielt, gehalten> ['haltən]I vi2) ( festsitzen) tutmak3) ( widerstandsfähig sein) dayanıklı olmak, sağlam olmak;Sport hält jung spor insanı genç tutarzu jdm \halten birini tutmakII vt1) (fest\halten) tutmak;die Beine ins Wasser \halten bacaklarını suya tutmak;etw offen \halten (a. fig) bir şeyi açık tutmak;halt den Mund! ( fam) çeneni tut!2) (zurück\halten) tutmak (auf\halten); durdurmak; sport tutmak3) ( besitzen) sahip olmak (-e)ein Land besetzt \halten bir ülkeyi işgal altında tutmaksein Wort \halten sözünü tutmak, sözünde durmak;was man verspricht, muss man auch \halten verilen söz tutulur6) ( gestalten)das Zimmer ganz in Weiß \halten odayı bembeyaz yapmak7) ( erachten)etw/jdn für etw \halten bir şeyi/kimseyi bir şey sanmak;jdn für blöd \halten birini enayi yerine koymak;etw für gut/richtig \halten bir şeyi iyi/doğru bulmak;ich halte ihn für ziemlich intelligent onun oldukça zeki olduğunu sanıyorum;viel/nichts von jdm \halten birini gözü çok tutmak/hiç tutmamak;wofür \halten Sie mich? beni ne sanıyorsunuz?;was \halten Sie davon? buna ne diyorsunuz?III vrsich \halten2) ( sich orientieren) tutmak (an -);\halten Sie sich links/Richtung Norden solu/kuzey yönünü tutunuz;sich an die Regeln \halten kurallara uymak3) (fest\halten) tutunmak; (sich aufrecht \halten) kendini dik tutmak;sich auf den Beinen \halten kendini ayakta tutmak -
8 закаляться
dayanıklılığı artmak,çelikleşmek* * *несов.; сов. - закали́ться1) ( о стали) suyu verilip sertleşmek2) dayanıklığı artmak, daha dayanıklı olmak; çelikleşmekзакаля́ться в боя́х — savaşlarda çelikleşmek
органи́зм ребёнка постепе́нно закаля́лся — çocuk giderek vücutça daha sağlam oluyordu
-
9 resist
v. direnmek, göğüs germek, dayanmak, karşı koymak, dayanıklı olmak, engellemek, karşı çıkmak, muhalefet etmek* * *diren* * *[rə'zist]1) (to fight against, usually successfully: The soldiers resisted the enemy attack; He tried to resist arrest; It's hard to resist temptation.) karşı durmak2) (to be able to stop oneself doing, taking etc (something): I couldn't resist kicking him when he bent down; I just can't resist strawberries.) kendini tutmak3) (to be unaffected or undamaged by: a metal that resists rust/acids.) dayanmak•- resistant -
10 drink smb. under the table
v. içkiye daha dayanıklı olmak -
11 drink smb. under the table
v. içkiye daha dayanıklı olmak -
12 dayanmak
vi1) sich stützen (-e auf); ( yaslanmak) sich lehnen (-e an)2) ( dayanıklı olmak) strapazierfähig sein, halten3) ( varlığını korumak) standhalten4) ( istinat etmek) sich stützen (-e auf), basieren (-e auf), beruhen (-e auf)olgulara \dayanmak sich auf die Fakten stützen5) ( tutunmak) sich halten (-e gegen); ( karşı koymak) widerstehen (-e) ( mukavemek etmek) Widerstand leisten (-e)6) ( tahammül etmek) aushalten (-e), ertragen (-e), durchhaltendayan! geliyorum! halt durch! ich komme!burada fazla dayanamayacağım hier werde ich es nicht lange aushalten könnengürültüye dayanamamak den Lärm nicht ertragen könnensınırına \dayanmak an seine Grenzen stoßen8) ( bitmeyen iş)bir şey birine \dayanmak etw bei jdm landen -
13 résister
v t1 être solide dayanıklı olmak◊L'arbre a résisté à la tempête. — Ağaç fırtınaya karşı dayandı.
2 supporter dayanmak◊Les plantes ont résisté au froid. — Bitkiler soğuğa karşı dayandı.
3 s'opposer karşı koymak -
14 hart
hart <härter, am härtesten> [hart]I adj1) ( nicht weich) sert, katı;\harte Drogen sert [o kuvvetli] uyuşturucular;2) ( Währung) sağlamein \harter Winter sert bir kış4) ( widerstandsfähig) dayanıklı, metanetli;\hart im Nehmen sein metanetli olmakdas war ein \harter Schlag für ihn bu onun için ağır bir darbe oldu6) (\hartherzig) katı (yürekli);ein \hartes Herz haben katı yürekli olmak, yüreği katı olmak;jdn \hart anfassen bir kimseye sert davranmak [o muamele etmek]8) ( streng) sert;\hart durchgreifen sert önlemler almak;\hart bleiben ödün vermemek, taviz vermemekdas Haus liegt \hart an der Straße ev yolun hemen yanındadır -
15 sicher
1. adj ( vor D -e karşı) emin, güvenli;…sicher in Zssgn (widerstandsfähig) ( gegen -e) dayanıklı; -e dayanır; (gewiss, überzeugt) ( von -den) emin; (zuverlässig) güvenilir, sağlam;in sicherem Abstand emniyet mesafesi bırakarak;ein sicheres Auftreten haben kendine güvenli bir etki yapmak;der Erfolg ist ihm sicher -in başaracağı kesin;du bist sicher sen herhalde -sin;du hast sicher sende … vardır
См. также в других словарях:
metin olmak — dayanıklı ve sağlam olmak, metanetini yitirmemek Buhran içinde olduğunuzu hissediyorum, direksiyonu başkasına veriniz ve metin olmaya çalışınız. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİHKÂM — Sağlamlık. Metin olmak. Kuvvetli ve dayanıklı olmak. * Askerlikte: Düşmana karşı, hücumlarını savmak için hazırlanmış bulunan siper, askeri yapılar. İstihkâm işi ile uğraşan asker sınıfı. * Kuvvet ve metanet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sıkı durmak — güçlü, dayanıklı olmak, dikkatli bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
metin — 1. sf., Ar. metīn Acılar karşısında dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanıklı, metanetli Geçimi yolunda, maddeten ve manen metin bir ailedir. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller metin olmak 2. is., tni, Ar. metn 1) Bir yazıyı biçim … Çağatay Osmanlı Sözlük